“`html
Trump’tan İran’a Hava Saldırıları: Orta Doğu’da Yeni Bir Dönem Başladı
21 Haziran 2025 Cumartesi günü, ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın stratejik nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına başladı. Bu hamle, İsrail’in İran ile sürdürdüğü çatışmaya ABD’nin de dahil olmasıyla Orta Doğu’daki diplomatik dengeleri sarsmaya neden oldu. 1979’dan bu yana İran’daki büyük ölçekli bir askeri operasyon düzenlenmesi, sadece bölgeyi değil, dünya genelinde pek çok faktörü de etkiledi.
İran yönetimi, ABD’nin gerçekleştirdiği bu saldırıları “hukuksuz ve uluslararası normlara aykırı” olarak nitelendirerek sert bir dille kınadı. Ayrıca, ABD’nin bu eylemlerinin kalıcı sonuçlarına ilişkin uyarılarda bulundu. İran parlamentosu, bu nedenle dünya enerji arzında önemli bir noktada bulunan Hürmüz Boğazı’nın kapatılması kararı aldı. Bu durum, küresel enerji piyasalarında kaygılara yol açtı.
Küresel ajanslar, İran’ın vereceği karşılıkları dikkatle izliyor. Gözlemciler, Tahran’ın ABD çıkarlarına yönelik saldırılara yönelip yönelmeyeceğini ya da Trump’ın müzakerelere yönelik çağrısına cevap verip vermeyeceğini analiz ediyor. Ancak bu müzakere çağrısının, çeşitli nükleer programların tamamen sonlanması anlamına geldiği düşünülüyor.
İran’ın Pakistan Büyükelçisi Dr. Rıza Emiri Mogaddam, ABD’nin yaptığı saldırılara karşılık olarak, İran’ın bölgedeki ABD üslerini hedef alabileceği konusunda ihtarda bulundu. Bu açıklamalar sonrasında, İran ordusu hızla Hürmüz Boğazı çevresindeki ABD üslerini hedef almaya başladı.
Son dakika: İran, Katar’daki ABD üssüne saldırdı!
Uzun Süredir Devam Eden Gerilimler
Washington’un başlattığı bu saldırılar, on yılı aşkın süredir devam eden ABD-Iran gerilimlerinde önemli bir evreyi temsil ediyor. İki ülke arasındaki düşmanlıkların kökenleri, ABD’nin İran’a olan müdahale geçmişi, enerji kaynakları üzerindeki hakimiyet mücadelesi ve nükleer gelişmeler etrafında şekillenmiştir.
İran’dan yeni bir duyuru yapıldı: “ABD ile savaş içinde değiliz.”
Tarihsel Arka Plan ve Önemli Dönüm Noktaları
ABD ile İran arasındaki çatışmaların kökenleri, 1950’li yıllara dayanıyor:
- 1951: Gerilimin kökenleri, Muhammed Musaddık’ın İran Başbakanı olarak atanmasıyla ortaya çıktı. İngiliz şirketler, İran petrolünü kontrol ederken, Musaddık’ın millileştirme talepleri gerilim yarattı.
- 1953: CIA, Musaddık’ı devirmek için darbe düzenledi ve Şah Muhammed Rıza Pehlevi’yi yeniden iktidara getirdi. Bu müdahaleler, ülkede derin bir Amerikan karşıtı duygu oluşturdu.
- 1954: Pehlevi, ABD ve İngiltere’nin isteği üzerine, petrol endüstrisini paylaşan 1954 Konsorsiyum Anlaşması’nı imzaladı.
- 1957: Dönemin ABD Başkanı Eisenhower, Pehlevi ile nükleer işbirliği anlaşması yaptı; bu durum İran’ın nükleer programının temellerini attı.
- 1979: İran Devrimi ile birlikte ABD-İran ilişkileri daha da gerginleşti ve İslam Cumhuriyeti kuruldu.
- 1980: İranlı öğrenciler, ABD Büyükelçiliği’ne baskın düzenleyerek 52 Amerikalıyı rehin aldı.
- 1980 – 1988: Irak’ın İran’a saldırması, ABD’nin Irak’ı desteklemesiyle iki ülke arasındaki düşmanlığı artırdı.
- 2015: Barack Obama döneminde, İran ile nükleer anlaşma imzalandı.
- 2018: Trump yönetimi, nükleer anlaşmadan çekildi ve İran’a karşı yaptırımlar yeniden uygulandı.
- 2020: General Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle gerilimler tırmandı.
- 2023: İran, bazı Amerikan vatandaşlarını serbest bıraktı ve yeni müzakerelere kapı açıldı.
- 2025: Trump, “azami baskı” kampanyasını yeniden başlatarak yeni müzakereler önerdi. Ancak Hamaney, bu teklifleri olumsuz karşıladı.
Bu gelişmeler, Orta Doğu’daki gerilimleri daha da tırmandırarak küresel güç dinamiklerini etkileyebilecek nitelikte. Bölgedeki yeni bir kriz ile karşı karşıya kalınıp kalınmadığı ise zamanla anlaşılacak.
“`